Black Knight: The Man Who Guards Me

yani güzel başladı ama çok saçma bitti.

Aslında dizinin konusu çokta orjinal bir konu değildi. Fantastik kategorisinde vasat sınıfında yer alacak cinsten diyebilirim. Dizinin başlarında Slovenyada çekilen kısımlar ilgi çekici ve değişik bir atmosferi vardı. Bu tarz yerleri Kore dizilerinde pek fazla göremeyiz. Bu yüzden iyi düşünülmüştü. Keşke birkaç bölüm daha orada sürseydi dedirtti. Çünkü manzaralar harika ve iç açıcıydı. Ara sıra konunun geçmiş ve gelecek ile bağlanıp olay örgüsünü anlatması merak uyandırsa da bunu birkaç bölümde anlatıp hızlı bir şekilde bitirmesi hoş değildi. Neredeyse çoğu bölüm fantastik kategorisinde yer almasına rağmen durağan geçti. Ve gereksiz bir kasvet vardı.Kostümleri kore dizilerinde gördüğüm en iyi kıyaetlerdi. Başrolde yer alan kızımızı daha önce the bride of habaektede çok başarılı bulamamıştım. Duyguları karşı tarafa iletemediğini düşünüyorum. Bana kalırsa diziyi baş roldeki adam götürdü. Hakkını yememek lazım. Bölüm 20 olması bu kadar kısıtlı bir konu için fazla gelmişti. Bu dizi bana fantastikte vasatlık sıralamasında madame antoine, moorim school, lucky romance ya da bride of habaek gibi dizileri anımsattı. Diziyi sonuna kadar izleyip bitirdim fakat elinizde başka dizileriniz varsa bu dizi izlenmek için bir süre daha bekleyebilir. Acele etmeyin derim;)