Nick Nolte
Jessica Lange
Robert De Niro
Juliette Lewis
Robert Mitchum
Illeana Douglas
Gregory Peck
Esther Rolle
Rod Ball
Domenica Cameron-Scorsese
Zully Montero
Ken Collins
Joe Don Baker
Fred Dalton Thompson
John Ritter
Martin Balsam
Antoni Corone
Tamara Jones
Original Title
Cape Fear
Year
1991
Duration
128 minute
Platforms
Director
General Information
Sam Bowden (Nick Nolte) hayatını kanuna vermiş, Atlanta'da yaşamakta olan bir avukattır. Karısı Leigh ve liseye giden kızı Danielle ile birlikte sakin bir hayat süren Sam'in hayatı kabusa dönüşmek üzeredir çünkü 14 yıl önce avukatlığ
Screenwriter
Image Gallery
Last 3 Reviews
Adıbelli Abdulrazzak
09.01.2025 20:34
Görgüncan Elfaz
09.01.2025 14:55
'' EĞER GEÇMİŞTE TAKILIP KALIRSAN, HER GÜN BİRAZ BİRAZ ÖLÜRSÜN'' Max Cady çok güzel konuşuyorsun tatlım, ağzın iyi laf yapıyor ama bırak bu entel ayaklarını, etrafına laf çarpıp durma, sende kısılıp kalanlardansın. Cani ruhlu, psikopat şahsiyetler mağdur duruma düşerse eğer hakkını nasıl arar filmimiz bize bunu anlatıyor. Ceza hukuk sisteminin işleyişinden rahatsız olan avukat savunduğu mahkuma bir cezada kendisi vermek istiyor, onun lehine delil olacak bir belgeyi saklayıp, mahkumun cezasının uzamasına sebep oluyor ama farkında olmadan sebep olduğu başka bir şey daha var yatışacacağını sandığı devin her gün kin ile beslenip uyanması. Filmimizin senaryosu güzel sadece işleniş şeklinde biraz sıkıntı var, gereksiz sahneler ile uzatılmasaymış daha hoş bir intikam filmi olurmuş. Aslında sadece intikam filmi demek doğru olmaz, aynı zamanda dozunda yerinde eleştiriler yapan bir film. Kimi bakış açıları doğru olsa da kendini beğenmiş avukatımız Max için ''Köylü işte, sıradan,varoş '' demişti. Max sorunlu bir şahsiyet evet ama kendini geliştirmemiş olması ceza almasında artı bir özellikmiş gibi geliyor avukatımıza, sanki bu tarz suçları bir tek eğitim görmeyen insanlar işliyor. Aydın, eğitim görmüş insanlar ise, dopdoğrular yaşayış şekilleri ile. Halbuki öyle olmadığı çok açık, avukatın yaşantısında da bunu görmek mümkün. Kısacası karakter tahlili yapacak olursak bu durumlar sadece eğitim ile alakalı değil. Kişi kendini ne kadar geliştirirse, geliştirsin, ( Ki Max'in kendini geliştirmiş bir şekilde karşılarına çıktığını ezberlediği kitap cümleleri ile bu durumunu kullanarak, onları dumur ettiğini gördük ) ruhunda sapkınlık, karakterinde bozukluk varsa bu er ya da geç ortaya çıkar. Filmi Robert De Niro'nun oyunculuğunun dışında pek başarılı bulmadım, ait olduğu yılın bunla ilgisi yok, 90'lı yıllar en baba filmlerin yılıydı sonuçta. Her zaman 90'lı yıllarda keşke ufacık bir çocuk değilde, genç bir yetişkin olsaydım derim. Çünkü ( Braveheart, Schindler'in Listesi, The Shawshank Redemption, Kuzuların Sessizliği Léon: The Professional, Forrest Gump... ) gibi filmleri ilk heyecanları ile sinemada izlemeyi çok isterdim. :) Neyse bir kaç bilgi paylaşıp son vereyim Robert Abimiz bu rolü ile aday olmuş ama oscarı hannibal olan abimiz Anthony Hopkinse kaptırmış, sezarın hakkı sezara hak etmiş Anthony Amca. Beklentisiz izleyin. İyi seyirler.
Gülbeden Atilay
09.01.2025 14:48
çok güzel bir filmdi beğenerek izledim juliette lewisi çok sevdiğim içnde filmi beğendim
Similar Movies or TV Shows
Lists
Robert De Niro\'nun muhteşem oyunculuğunun bir göstergesi daha olan film: Cape Fear. Cape Fear, De Niro\'nun her karakteri canlandırabileceğinin ispatlarından biridir yine. Filozofvarî bir katilin iyi çözümlemesini De Niro\'da görüyoruz bu filmde. Cape Fear filmi içerik olarak öyle çok da ilginç ve nadir bir konuyu işlemiyor. Başka filmlerde de görmüşüzdür, başrol oyuncusu haksız yere cezaevine girmiştir. Cezaevinde çıkıp intikamını almak için adeta gün saymıştır, o hırsla hep sabretmiştir. Çıkınca da başına o olayları getiren kişiye ve ona yakın kim varsa ya öldürmüş, ya zarar vermiş ve böylece intikamını almıştır. Cape Fear filmi de temel olarak bu konu üzerine kurgulanmış bir filmdir. Yalnız, Cape Fear\'ı bu tarz filmlerinden ayıran birçok farklı noktası vardır. İşte bu farklı noktalar Cape Fear\'ı muhtelem bir kıvama getirmiştir. Birincisi, bu film usta yönetmen Martin Scorsese\'nin elinden çıkmıştır. Onun şiddet sahnelerindeki gerçekliğe yakın tarzı filmlerini etkileyici kılmaktadır. Bu filmde de kahramanımız Max Cady\'nin üzerine salınan adamlarla ettiği kavga sahnesi ve son sahnelerden biri olan o gemideki mücadele kısmı göz dolduracak bir şekilde görselleşmiştir. Scorsese\'nin büyüklüğünden biri de bu tarz sahnelerdir. İkincisi, bu filmdeki oyunculardır. Başta da Robert De Niro... Oyuncuların tamamına yakını çok başarılı fakat Robert De Niro\'nun oyunculuğu bir başka. Onun filmdeki konuşma stili, umursamazlığının altındaki hinliği, hatta bence her hareketi filmin şölenine tat veriyor. Onu izlerken filmin akışını dahi unutabiliyoruz. Üçüncüsü ise filmdeki diyaloglar ve repliklerdir. De Niro\'nun cezaevinde, hücresinde spor yaparken duvarındaki Stalin fotoğrafına tanıklık etmemiz şüphesiz gereksiz değildir. Onun daha sonra şüpheli olarak emniyete alınmasında amirin hukuka dayalı sözleri hukuk anlayışına iyi bir eleştiridir. Sonrasında De Niro\'nun üzerine salınan adamları def ettikten sonraki Tanrı\'ya dair o muhteşem sözleri bana Hallac-ı Mansur\'u anımsattı. Hallac-ı Mansur\'un Ene\'l Hak felsefesini bazımız okumuştur. Şöyle diyor Hallac: