Güzelliğin Hanedanlığı

Film aşk ve sadakat olayının bittiğini yerini şehvet duygularının aldığını söylüyor.Örneğin hatun mimara,lise aşkımla evlendim deyip kocasını aldatma operasyonu yapması "Aşk Hiç Biter mi ?" sorusunu sorduruyor.

Neresinden tutarsanız tutun elde kalan bir film! Yabancı Film dalında daha önce Oscar kazanmış bir yönetmen nasıl bu kadar eksik, yetersiz ve dağınık bir film çekmiş anlam veremedim. Özellikle filmin Türkçeleştirilmiş hali olan "Güzelliğin Hanedanlığı"da görkemli bir film izleyecekmişim havası vermişti ama hiç öyle olmadı. Konu o kadar dağınık ki hiçbir olayın gelişimini takip edemediğiniz gibi, olan olaylar arasından sebep-sonuç ilişkisi kurulamıyor. Karakterlerin geçirdiği dönüşümler sebepsiz yere öylesine olmuş gibi hissettiriyor. Kanadalı olmak psikolojini vermek için yönetmen, sosyal olarak halkın yaptığı bütün spor dallarına bir sahnede olsun yer vermiş. Bir sahne kayak alanında, bir buz pateni pistinde, biri kapalı havuzlarda biri başka yerde... O kadar kalıpsal duruyor ki beni şahsen rahatsız etti. Filmde kullanılan yapılar güzel. Özellikle modern mimarinin örneklerini içeren evler. Sondaki jenerikte de özellikle o görsellerden oluşan filmle alakasız bir seçki verilmiş. Ancak bu filmi kurtarmaya yetmiyor tabi. Kısacası yönetmen ne hikaye anlatabilmiş ne insan anlatabilmiş. Herkese iyi seyirler. 10/3.5

Evler ve manzaralar harika. Konusu da fena değil.