Fillm ararken tesadüfen gördüm ve gerçek bir öykü olduğu için dikkatimi çekti.Aile, Dram ve Biyoğrafi bu üç unsur özellikle Dram çok ağır basıyordu evet bir çok izleyen gibi benimde filmi izlerken gözlerim yaşardı. ''Herhangi bir konuda insan özgürdür ve özgür olmalıdır'' benim görüşüm herzaman bu yöndedir...Yüca ALLAH bir insanı nasıl yarattıysa o yaratılışın bir amacı vardır. Sigourney Weaver gerçekten harikaydı onun için ne yazsam azdır kısacası müthiş bir Aile,Dram ve Biyoğrafi olmus diyebilirim Hepside müthişti...

Etkileyici ve başarılı bir dram filmi.Duygulanmamak mümkün değil.Bu filmi beğenenlere "milk" filmini öneririm.

- \"Gözlerimin kahverengi olmasını ben istemedim,şimdi farkediyorum ki, Bobby\'de eşcinsel olmak istemedi.\" İnsanlar seçimlerini yaşar çoğu zaman ama bazen öyle bir an gelir ki önünde tek bir seçenek de olsa adım atamazsın ona.Böyle olmayı belki O\'da istemezdi,dünyaya gelirken sorulsaydı eğer..Vicdanıyla başbaşa bırakılıyordu ve hiç susmuyordu vicdanı,kulak tıkayamıyordu.. -İnsanların söyleyiş şekillerinde bile bir nefret barındıran \"eşcinsel\"kelimesinin ağırlığı altında ezilen Bobby..Kendini bu kelimenin içinde esir bırakmış ve bir daha özgür olabilecek miyim diyen düşüncelere salmış..Bu düşücelerde karşısına çıkan annesinin O\'nu bir hastalıklı gibi görmesine bile katlanabilirdi belki,eşcinsel bir çocuğum olmasını istemiyorum,diyerek bu boşlukta daha da derine atmasaydı O\'nu. -Günahın,sevabın,inancın,aile bağının,Tanrı\'nın gazabının ve merhametinin sorgulandığı bir film.Ama en çok sorgulanması gereken:eşcinsel de olsalar yaşamaya,toplumda insan sıfatıyla dolaşmaya hakları yok mu onların? (sen eşcinselliği mi savunuyorsun gibi bir cümle ile yorumuma karşılık vermeyin lütfen,ben sadece insanları insan olarak kabul etmekten yanayım,günahlarıyla sevaplarıyla,doğrusuyla,yanlışıyla)  İyi seyirler...

Fragmanı izlerken içim titredi;filmi izlesem ne olur bilmiyorum. İzlenecekler listeme ekliyorum hemen.

Herkesin aksine Boby'nin hayatındanda filmden de bunaldım.. Hıristiyanlık üzerine yapılmış bobby'de filme alet etmişler.. 10/5

Sadece LGBT bireylerin değil herkesin izlemesi gereken bir film, Bu filmi izledikten sonra eşcinsellik için halen bir tercih meselesi sanan beyinler var ise ve görüyoruz burada da homofobik yorumlar mevcut taktıkları at gözlüklerini çıkardıkları günlere.

Konuyu aile içinde çok güzel işlemişler..Aile bireyleri ayrı ayrı mükemmel oyunculuk cıkarmıs.az da olsa görünen kardeş joy dikkatimi çekti, anne mary zaten almış götürmüş filmi..kısaca harika oyunculuk ve senaryo..keşke biraz uzatsalardı.yani efsane olcak bi film hemen oldu bittiye getirmişler dolu dolu değil yani..Birde peder ile incil arası rekabet var sanki ..benim bildiğim klise görevlileri kendi kitabı olan incili doğru biçimde anlatması lazım,kendi fikri doğrultusunda yön vermesi de, günahkar kulların yaptıkları yanlıslara kılıf uydurmasına sebebıyet veriyor olması da iyi değil. diğer dünya da mutlu olmak yerine yaşadığın hayatta istediğin şekilde yaşa mantığıyla işleniyor film.sevilen biri için arkasından pişmanlık duyulduğunda da inandığı dua lar kısa bir fırtınayla kaybolup gidiyor. filmde ki bağlayıcı tema bu ama o kısımları sevemedim..ama genel olarak film izlenmeli..oyum iyi yönde.

gerçek bir hikayeden alınmış; bir ailenin dışlama ,ötekileştirme ,intihar gibi zor süreçlerde yaşadıklarını konu alıyor hikaye ailenin küçük oğlu bobby nin eş cinselliğe karşı verdiği mücadele ile başlıyor önce kendisi kabulleniyor sonra çevresinin kabullenmesi bekliyor , ancak dindar  ailesi  tutucu bir çevrede yaşıyor. sonrası yaşanan sıkıntılar. bu filmin ilk kısmı . ailesi özellikle annesi bobby ve bobby gibi gençlerin hayata küsmemesi için mücade ediyor ama tüm bunları bobby nin acı sonundan sonra anlayabiliyor

Hayata bazıları 1-0 geriden başlar. Peki ne için? Hemcinsinden hoşlandığı için. Hayatı boyunca herkes tarafından dışlanan,horgörülen birisi haline gelir. Üstelik ben eşcinsel olmak istemiyorum demeye bile şansı olmadan. Ne kadar adaletsiz ve iğrenç bir Dünya\'da yaşıyoruz. Kaç kişi bu şekilde,tek başına çürüyüp gidiyor,üstelik hiçbir suçu yokken. Film tek kelimeyle mükemmeldi. Oyunculuk aşmış resmen. Gerçek hikaye olması da ayrı bir mükemmellik katmış filme. Filmi kesinlikle izleyin,hatta mümkünse ailenize de izleyin. Artık insanların sırf eşcinsel diye kendi içlerinde yok olup kaybolmalarına göz yummayın. Onların da iki gözü,iki kulağı,iki bacağı var. En az sizin kadar yaşama hakları var. Acayip dolmuşum,neyse kesinlikle izleyin. İzlediğim en iyi 2. eşcinsel temalı film. (Brokeback Mountain\'den sonra.)

LGBT olarak tabir edilen iğrenç filmlerden. Bu sebepten herkesin sevebileceği yada kaldıracağı bir yapım değil izlemeden önce bilgi edinmeniz faydanıza olacaktır.

dvd sini nerde bulabilirim? yardımcı olabilcek arkadaşlar ??

Bolca duygu yüklü ve etkileyici lgbt temalı film. Oyunculuklar ve konusu tek kelime ile harikaydı. Dünyanın bir çok yerinde eşcinsellere yapılan dışlama, eziyet ve zulüme dur diyen bir film. Homofobiklerin (medeniyetten yoksun insanların) kesinlikle izlemesi gerek bir film!...

Gerçek hayata ve sorunlara dair, gerçek bir hikayeye dayalı güzel bir film. Mary\'i oynayan Sigourney Weaver ve oğlu Bobby\'i oynayan Ryan Kelley harika performans göstermişler. Sigourney Weaver bu performansla Altın Küreden sonra Oskar\'a da aday olacak sanırım. 7/10

Çok sarsıcı ve hüzünlendiren bir filmdi; Konunun yaşanmış oluşu filmin sonunda sizi daha bir sarsıyor. Çoğu zaman duygulanan hisleriniz ve hafif nemlenen gözleriniz film sonunda doruğa ulaşıyor ve boğazınıza bir şeyler düğümleniyor... Ve sonra düşünüyorsunuz dünyanın bir köşesinde ya da yaşadığınız bir şehirde bu tür olaylar yaşanmakta ve yaşanmaya da devam edecek maalesef :( [I need you to listen I need you to answer] 10/8.8 ********

gerçek bir hikaye ve gerçek bir dram ,izlerken gözyaşlarımı tutatamdım ,gerçek hikaye olduğunu sonunda görünce daha da duygulandım bence herkezin izlemesi gerekn mükemmel bir film .. önyargıların  kırılması ve her insanın yaşama hakkı olduğunu gösteren bir hikaye ..9/10

Hayat kimse için adil değil. Ama onlara yapılan bu ayrı ve aşalıyıcı muamele tüm dengeleri alt üst ediyor. En azından bunu görüyorsunuz. Bazı şeyler için geç olabiliyor maalesef. Tavsiye ederim.

İzlerken içten agladım içim burkuldu. Hayatta hiç kimse ne irkını ne cinsıyetını nede rengını seçebilir. secemediklerın için yargılanmak neden kı. Hayatı anlamlı kılmaya calısmalı ınsan, yargıyı bırakıp bırlıkte yurumelı ...Bobby \'nın hayallerı vardı .neden bu ınsanın yasamına ve hayallerıne sevgısıne engel konuluyor kım koyuyor...

Her ne kadar düşüncelerimiz, fikirlerimiz ve isteklerimiz olsa da bir yerden sonra bize dayatılan hayatları yaşıyoruz. Kimse böyle olmak istediği için böyle olmuyor, veya kimse böyle olmayı istemediği için tamamen değişmiyor. Bu kimilerine göre enteresan, kimilerine göre iğrenç, kimilerine göre ise önemsiz bir fark sadece. Bir çoğumuz Amerika'yı daha özgür ve rahat bir ülke olarak düşünürüz fakat bu filmde ordada bazı tabular olduğu gözler önüne serilmiş. Kimse sizden bunun günahını (şayet varsa) yok saymanızı, eşcinsel bireylerle arkadaş olup onları desteklemenizi istemiyor. Sizden ( bir şekilde eşcinsellikle bağlılığı bulunmayanlardan ) istenilen tek şey saygı duymanız. Hala iğrenç bir film izlemeyin, LGBT temalı midem bulandı, tarzında yorum yapanlar var. Cahilliklerine veriyorum, onlara da üzülüyorum. İnsanlık olarak sürekli daha ileriye gidiyoruz, bilmiyorum farkındamısınız. Belkide bundan 100 yıl önce hastalık olarak düşünülen homoseksüellik bu gün bir çok ülkede hoşgörü ve saygıyla anılıyor. Umarım bir gün, her bireyin özgürce yaşadığı bir dünya olur. İsteyenin istediğine inandığı, isteyenin istediği gibi giyindiği, isteyen istediği kişiyle birlikte olabildiği bir dünya.

eşcinselliği bi hastalık olarak gösteren.genç oyuncunun da kendini kötü hissetmesini sağlayan homofobik bir film.kesinlikle eşcinselliği savunan bi film değildi dikkatle bakarsanız.zaten savunulması gereken bi duygu değildir eşcinsellik fakat bu kadar da kötü bi hastalık gibi gösterilmesi biraz rahatsız ediciydi filmde.izlemenizi tavsiye etmiorum.

Ön yargılarınızı kırın. Ağladığım 3-4 film vardır toplasan, en son Hachiko: A Dog Story'yi izlerken ağlamıştım, ama onda o kadar çok ağlamıştım ki gözlerim kıpkırmızı olmuştu, Prayers for Bobby'de aynı şeyler oldu yine. Mary'yi kapıya çağırdıkları sahnede bittim zaten. 10 üzerinden 2398490128390123

"Herkesi olduğu gibi kabullenmeliyiz" ana temasını savunan geçek bir hayat hikayesi. 10/8 Dram sevenler kaçırmasın

filmin son 40 dakikasında tek yaptım şey ağlamak oldu .. bir annenin oğlunun ölümü ardından duyduğu büyük üzütüntü ve pişmanlık bobby ise cok güzel bi kalbi olan fakat sevigen vazgeçmiş biri.. bilgisizliğin ve dindar inançlar yüzünden bir annenin oğlunu görmemsi dinlememesi ve sonuc olarak onu sonsuza dek kaybetmesi.. Malesef bobby\'nin ölümünden sonra onu anlayan annesi, bugün eşcinsel haklarnı sonuna kadar savunan biridir evet annesinde dedi gibi \'\' evinizde ya da ibadethanelerde Amin demeden öne düşünün,düşünün ve hatırlayın,Bir cocuk dizi dinliyor. bu filmin bir çok kişiye ders olucanı düşünüyorum ,eşcinselliği bir günah olarak gören bunun iğrenc oldnu düşüenler için ..

Lgbt içerikli en sağlam filmlerin başında geliyor. Tavsiye ederim. 9/10

Bir insanın kendini kabul ettirme çabası karşısında annesinin bağnazlığa ulaşmış dini takıntılarıyla ortaya çıkan hayatın acı gerçekleri ve o gerçeklerle yüzleşirken yaşanan pişmanlıklar kayıplar.Homofobiye dair insanı tokat gibi çarpan bir yapım.

MUHTEŞEM !!!! Bu tarz insanları hep korumalıyız bence, hep dışlamak yerine.Onları iğrenç insanlık dışı pis bir mahlukat gibi görenler elbette var.Bende onları kınıyorum.Bizim okulumuzda da böyle bir çocuk var.Tabi bizim okulda okumuyor artık okumuştu.Artık büyüdü.Adını vermeme lüzum yok ama arkadaşlarla kendi aramızda onunla hep dalga geçerdik.Şimdi anlıyorum ki ben çok kötü bir şey yapmışım.Bu yüzden kendimi de kınıyorum.Filme gelirsek harikaydı tavsiye ederim...

Gerçek bir hayat hikayesi, onun adı Bobby... Yaşam denilen hakkın, doğum öncesi ve doğum sonrasında herhangi bir cins, ırk, tür, coğrafya, hangi aileyi seçme şansı seçeneklerinizin olmadığı bir dünyaya gözlerini açan Bobby ve katı inançlara sahip olan annesi Mary Griffith'in hikayesi.. Prayers for Bobby: A Mother's Coming to Terms with the Suicide of Her Gay Son kitabından beyazperdeye uyarlanan filmde başlı başına insanlık tarihinin, bilimsel olarak 200.000 yıllık insanlığın var olduğu tahmin edilen sürecinin son 5 bin yılında varolan dinlerin insan hayatlarındaki etkileri irdeleniyor. Filmin giriş sahnesinde görüldüğü üzere Hristiyanlık dinini sembolize eden İsa'nın resimleri ve porteleri gözümüze çarpıyor. Daha filmin başından itibaren yönetmen Russell Mulcahy'in içinden çıkılamaz bu paradoksun insanlar üzerindeki dini boyutunu irdelemek istiyor ve sanırım gayet başarılı olmuştur. Russell Mulcahy'in yönetmenliğini üstlendiği ve gerçek bir hayatı konu alan bu film eşcinselliğin önündeki engellerin en önemli boyutu&işlevlerinden biri olan 'dinlerin, insanların eşcinsellere bakış açısındaki boyutu objektif gözlerle inceleme' fırsatını vermiştir. Filmde oldukça dinine bağlı, despot bir annenin her anne gibi oğlunu olmak istediği gibi görmesi ama Bobby'nin gerçekleri söylemesinden sonra oğluna karşı verdiği savaşı ve çıkmazı anlatıyor, ana tema olarak... Griffith ailesi; anne, baba, iki kız-iki oğul ve büyükanne ile birlikte yaşayan, dinine bağlı Hıristiyan bir ailedir. Mary’nin (Sigourney Weaver) önderliğinde her saatini dua ederek ve Tanrı’nın buyruklarından şaşmayı akıllarından uzak tutarak geçiren aile üyeleri birbirlerine oldukça yakınlar. Oğulları Bobby (Ryan Keller) ise kendine bile itiraf etmekten korktuğu gerçeği saklıyor. Kendi olmayan, başkasıymış gibi davranarak ‘normal’ bir erkek olmayı başaran Bobby, bir süre sonra abisi David’e erkeklerden hoşlandığını itiraf ediyor ve sır gibi sakladığı bu durumdan, tüm ailenin çabucak haberi oluyor. Anne Mary oğluna günahkarmış gibi davranıyor ve Bobby’ye Tanrı’nın homoseksüellerden nefret ettiğini, onları cehennem ile cezalandırılacağını sürekli hatırlatarak İncil’den alıntılarla psikolojik baskı uyguluyor. Aile, oğullarını her ne kadar çok sevse de, kendilerine de dikte edilmiş dogmatik öğretilerden dolayı oğullarını, ona karşı kullandıkları sözleri ve davranışlarıyla “ötekileştiriyor”. Bir nevi bakış açıları değişiyor. Bunun en belirgin örneğini ise annenin oğlunun durumunu öğrendikten sonra onun bir başka giyindiğini, duruşunun bir kızı andırdığını söylemesinde görebiliriz. İnancının etkisiyle, eşcinsel bir oğlum olacağına hiç olmasın diyen anne, böylelikle oğlunun sonunu hazırlamış oluyor. Filmin bu kısmında Bobby’nin de kendinden utandığını, değişmeye çalıştığını, her sabah kalktığında daha bir kararlı olduğunu görüyoruz ki bu kısımlar insanın içini acıtıyor açıkcası. İyileşmesi (!) için dua eden anne de oğlunun bu durumundan utanıyor. Yani biz bir yandan Bobby için olayın zorluklarını düşünürken diğer yandan da aile açısından durumun sıradışılığını izliyoruz.

Tesadüfen almıi bulunduğun filmi çok beğendiğimi söyleyebilirm. Her daim gerçek hikayelerden alıntılanmış ve beyazperdeye duygu sömürüsü yapmadan aktarılmış filmlerden gerçekten etkileniyorum. Bu filmde bunlardan bir tanesi olmuş. Homofobik olmanın çevredekilere nasıl zarar verebileceğini çok iyi göstermiş. Açıkçası ben beğendim. Bu fimide diğerlerinden ayırmadan ergn br gencin aile, cinsel kimlik, ilişki ve din arasında kalışı olarak değerlendiriyorum ve şiddetle tavsiye ediyorum.

2,936 oyla İmdb\\\'de 8 puan verilmiş bi film..1979\\\'da  ABD\\\'de başlıyo hikayemiz..Yani dönem filmleri severlerinde hoşuna gidecek bi yapım..Eski arabalar,kıyafetler falan filan..hoş..kendi çapında o dönemde ABD\\\'de şimdi olmayan insanların aileleriyle bağları kuvvetliymiş herelde..Yani çoğu 70\\\'lerde geçen ABD aile formatı**Mutlu aile Tablosu**  karşımıza yine çıkıyo..   Film de eşcinsellik tartışılsa da aslında  **Ailenin bireyi yetiştirmesinde ne derece önemli** olduğunu anlatıyo..Sevgili Bobby eşcinselliğini kabullenmeyen ailesinden uzaklaşıp başka bi meskene taşınsa ve orada sevdiği oğlancıkla mutlu olsa dahi  öyle bi **Din adına** baskı yapılmış ki çocuk *ben günahkarım,Allah beni cayır cayır yakacak** korkusuyla kafayı sıyırmaya devam ediyo..Sonun da malumunuz intihar..Bu intihar sonrasında da EE nihayet ailesi pişman oluyo..Ama geçen geçti.. Filmde ve homofobik insanların çoğunda da gördüğüm..Oğlum büyüdü kızları bol bol götürebilir,seçip beğenip alsın,istediği pozisyonda,her şekilde kızı yapabilir,hani asıl günah ya isterse an.al olarakta yapabilir,yeter ki kız olsun.. Ama oğalnla olmaz..Çünkü Allah sınıyo..   Nasıl ya ben şimdi sevdiğim kızı veya oğlanı ölesiye seviyorum..Siz yapınca karşı cinsle yaptığınız için bunun adı AŞk oluyo,Allah\\\'ın lütfu oluyo..Ben yapınca Allah sınıyo..Yok ya!! DE GİT..

Çok güzel ve duygusal bir film.. Etkisinde kaldım.

çok güzel kurgulanmıs bir film bir yasam öyküsünden alınması daha güzel bir şey.filmde her sahnede ayrı bir göz yası döktüm ve hepsine ayrı güzel sahnelerdi.filmde bobby öldükten sonra ve sonrasındaki sahneler çok güzeldi. herkesin evinde işi varsa bile izleyecegi türden bir film herkesin izlemesini tavsiye ederim. ben izledim ve bir sey kaçırmadım hatta va hatta filmden bazı dersler bile çıkardım... 

güzel bir sountrack ile başlayıp ben burdayım diyen sonunda ise gelişmemiş düşüncelerin dışa vurumu tavırlar yüzünden artık orada olmayan bir gencin hazin ama bir o kadar gerçek öyküsü.öylesine dar pencereli bir aileye rağmen arzuların peşinde hayal kırıklığıyla son bulan bir hayat.KEŞKE GERÇEK OLMASAYDI dediğim gözyaşlarına değer bir gerçeklik.çocuğun aşık olduğu kişi ile geçirdiği dakikalar ne kadarda cüretkar git anlat dedirtiverecek herşeyi sanki.oyuncuyuda tebrik etmek lazım.onun hissetiği güzel şeyler sanki bir nebze benide anlatıyordu.bir filmde kendini bulmak bu olmalı sanırım.kendi yapamadığını başkasında görüp yaşamış kadar olmak...(sevdiğin kişiye SENİ SEVİYORUM diyememek nasıldır bilir misin?)BELKİ KÖPRÜ BİZİM İÇİNDE ÇOK UZAK DEĞİL!!

Küçücük bir çocuğun üstesinden gelmeye çalıştığı,içinde savaşını verdiği duygularına saygı gösterebilmek,arkasında durabilmek bu kadar zor olmasa gerek! Şuan böyle hissetmesek bile belki de birgün çocuğumuzun aynı hislere sahip olabileceğini düşünmek,düşünebilmek..İstenilen sadece saygı duyulması.. Mutlaka izlenilmesi gereken bir film,gözyaşlarınızı tutamayacaksınız..

Tv\'de kanalları gezerken karşıma çıkan Duygu yüklü bir Dram filmi.. Ağır Dram Filmleri her zaman beğenimi kazanmıştır..Buda onlardan birtanesiydi..Çok zor bir hayata sahip olan Bobby\'nin ve ailesinin ağır dramını izliyorsunuz..Özellikle gerçek bir öykü olmasıda filme daha farklı bir boyut kazandırmış..Bu filmi izledikten sonra \'\'Sigourney Weaver\'\'in oyunculuğuna hayran kaldığımı söylemek istiyorum..İnanılmaz,mükemmel bir performans sergilemiş kutluyorum kendisini.. Beni çok etkileyen sahneler oldu özelliklede Bobby\'nin ölüm haberi ailesine ulaştığında..Bu sahneleri izlerken gözlerim dolduğunu çok rahatlıkla söylebilirim..Heleki Sigourney Warver\'in bu sahnelerdeki büyük performansı alkışlanmaya değer kesinlikle..Diğer oyunculara gelicek olursak,Bobby karakterini üstlenen Ryan Keller\'de çok başarılıydı..Ayrıca abi rolündeki Austin Nichols ve kardeşi rollerindeki kızlarda mükemmel performanslar ortaya koymuşlar.. Bazı insanlara hayata 1-0 geriden başlarlar..İşte onların hikayesini en iyi şekilde yansıtan bir film olarak görüyorum..Ağır Dram sevenler için ideal bir yapım.. Puanım 10/9

Şimdiye kadar izLediğim eşcinseLLik oLgunu en iyi işLeyen fiLmLerden biriydi... Daha önce izLediğim birkaç eşcinseL temaLı fiLmde ya hakLarı için savaşıyorLardı ya da işin komedi yönü anLatıLıyordu.. Kimse oLayı bir de dini açıdan inceLememişti. Evet inceLenen dini boyut isLamiyet değiL, ama yine de insana farkLı bir perspektif sunuyor fiLm... FiLmde kafası karışık bir Bobby karakterimiz var, aiLesinin baskıLarı ve hissetikLeri arasından sıkışıp kaLmış.. Ne yapıcağını biLemiyor.. Bir yandan oLayın Bobby için zorLuğunu düşünürken diğer yandan da aiLe açısından durumun "sıra dışı"Lığını izLiyoruz... GeLişen oLayLar, vurguLanan bakış açıLarı çok iyi.. FiLmde Bobby\'nin yaşadıkLarı ve düşündükLeri kadar annesinin de yaşadıkLarı ve bir süre sonra geLişen farkındaLıkLarı da çok önemLi... ÖzeLLikLe fiLmin kiLit noktasından sonra değişen hayatLar bence çok güzen anLatıLmış fiLmde.. Senaryoyu cidden beğendim.. HazırLanan repLikLer cidden kaLiteLi.. Tabii sahneLer de öyLe, özeLLikLe fiLmin yarısından sonraki dramatik sahneLer fazLasıyLa etkiLeyici.. FinaLde ise Marry\'nin yoLda gördüğü bir çocuğa sarıLma sahnesi var ki insanın boğazına yumruk gibi otuyor resmen... Performans oLarak inceLersek fiLmi, bir tv fiLmi oLmasına rağmen sinemada izLeseydim kesinLikLe yadırgamayacağım performansLar vardı diyebiLirim.. ÖzeLLikLe Sigourney Weaver canLandırdığı anne karakteri için biçiLmiş kaftan oLduğunu düşünüyorum.. Savunduğu fikirLerdeki kararLıLığının yanı sıra fiLmin kopma noktaLarında (özeLLikLe dramatik sahneLerde) "oyuncuLuk budur" dedirten bir performans sergiLemiş.. Ondan etkiLenmemeniz imkansız... Keza Bobby\'i canLandıran Ryan KeLLy\'de çok iyiydi bence.. Karakterin yaşadığı karmaşayı seyirciye çok iyi yansıtıyor... FiLmi bir de "gerçek hikaye" kısmı var ki, gösteriLen birçok sahnenin

Farkında mısınız ? Ön yargılarımız, kibrimiz ve tahammülsüzlüğümüz hayatımızdaki gerçek güzellikleri nasıl karanlıklara gömüyor ? En başta belirtmeliyim ki ülkemizde ve dünya genelinde eş cinsellikle ilgili o kadar çok kavram karmaşası var ki. Bence eş cinselleri iki grup olarak değerlendirmek gerek. Birinci grup; ticari amaçlı bu kılıfa bürünenler ve cinsel yönden tatmin olmak isteyenler. İkinci grup ise; çocukluğundan bu yana kendini hem cinsleriyle yakın hissedip gerçekten onlara sevgi besleyenler. Bu gruptakileri asla cinsel sapkınlıklar peşinde diye düşünmeyin, bu yalnızca onların çocukluğundan beri süregelen ruh halleri. Toplum genelinin birinci gruba karşı olan haklı tavrından dolayı ikinci gruptaki, tek amacı sevmek olan bireylerimiz her geçen karanlıkta kayboluyorlar. Sevginin bin bir türlüsü var arkadaşlar. Bu sadece bir tanesi. Bu bağlamda filme dönmek gerekirse; film ve oyuncular tam da olması gerektiği gibi. Kimse ön plana çıkıp rolünü büyütmeye çalışmamış, dolayısıyla bu rol olmaktan çıkıp adeta bir gerçekliğe dönüşmüş. Bence bu film özellikle aileler tarafından, gerekirse çocuklarından habersiz izlenmesi gereken bir film. Hiç bir filmde bu kadar için için ağladığımı hatırlamıyorum. Ön yargılarınızdan kurtulun arkadaşlar, yoksa gerçekten kazanılabilecek çok değerli bir insanı sonsuza kadar kaybedebilir siniz. Filmi mutlaka izlenmesi gereken filmler arasında görüyorum. İyi seyirler... Puanım 8.8/10

Eşini aldatma, çok eşlilik, lezbiyenlik, gaylik, transseksüellik sırayla her biri daha ileri boyutta bir sapkınlık aslında. Filmde her ne kadar gayliğin o kadar kötü birşey olmadığı anlatılmaya çalışılsada ben gaylerin o kadar masum olduğuna inanmıyorum. Ama hakikaten çok güzel bir film, özellikle Sigourney Weaver performansı müthiş, puanım 7.0(+)/10

filmi izlemeyi düşünüyorum. ama şöyle bir düşüncem de var tabi ki de hiçbir insanın eş cinsel olsun olmasın öldürülmesi, eziyet edilmesi, alay edilmesi doğru değil. fakat benim gözlemlediğim son zamanlarda o kadar çok bu konu işleniyor ve göz önünde oluyorlar ki acaba özendirme olur mu diye de düşünüyorum. Ahlak anlayışında bozulmalara yol açar mı. Asla kimseyi kınamıyorum, herkesin imtihanı farklı sonuçta.

Aylardır yorum yapmak için  sayfasına geldiğim birşeyler karaladıktan sonra silip yorum yapamadığım ve şimdi tam zamanı olup  Film ile ilgili söyleyebileceklerimin tam zamanı..Eşcinsel temalı bir film olması hemcinslerin iğrenç sex sahnelerini görceğiz anlamına mı geliyor??yada sırf eşcinseller diye dışlamak mı??Bizim böyle düşünmemiz nekadar doğru?Onların bu tercihi yapmalarındaki sır ne?Yada bu tercihi bacak arasındaki zevk içinmi yapıyorlar?Hiç bir fikrim yok!Film bir eşcinselin hayatını, yaşadıklarını , yaşıyacaklarını sadece gözler önüne sermiyor o bunları yaşarken etrafındakilerin yaşayacaklarınıda anlatıyor..Bir Annenin bu durum karşısında girmiş olduğu çıkmazlar bir yandan Dinin vermiş oldugu yasaklar..Ve bu inanışlara uyan bir anne? ne yapabilir??İnandığı şey kendi canından olan oğlunun ölümüne seyirci kalacak bir halet-i ruhiye ye sokması onun İnanışını toplum baskısını atmasınımı sağlıyor??Bunların cevabını bulabildiğim   temiz bir film.. Brokeback Mountain Filmindeki gibi duygu yüklü bir aşk yok!Bir eşcinsel olan insanın ve annesinin yaşadıkları var... At gözlüklerinizi çıkarıp atmanızı sağlıyacak ender filmlerden birtanesi..Tavsiye ederim.. ___RE-MillaJ.___

Eşcinselliğin bir saplantı bir hastalık olmadığını çocuklar gençler ölünce anlıyorlar nedense ,zaten o kişini hasta ve ruh sağlığından korkmak gerek,ölen ölüyor yaşayanlar için bir şeyler yapmak gerekli bazen,kimse isteyerek bu durumu kabullenmiyor ,niye? ''çünkü sen eşcinsel değilsinki'' anlayamazsın

duyguyu yansıtma bakımından gayet iyi bir filmdi..özellikle aile açısından olayların gelişmesi ve her şeyin dinle halledilemeyeceği gibi kutsal kitaplarda yazanların çok farklı yorumlanabileceiğini söyleten bir filmdir.. filmi izlerken bende içinde sanki o durumu bobby'nin sevgiyi kaybetmesini bende yaşıyormuşum gibi hissettim o kadar içten ve o kadar güzel bir filmdi..sizi sarsabileceiğini bilerek izleyin filmi gözyaşlarınızı tutmayın ve bir kez olsun bu dünyada başkalarını da düşünün,başkalarının dertlerini de..

PRAYERS FOR BOBY [2009] Evinizde ya da ibadethânelerde \"Amin\" demeden önce, düşünün. Düşünün ve hatırlayın. Bir çocuk sizi dinliyor...Eşcinsel olmak suçmudur? Eşcinsel olanlar cehennemde mi yanacaktır? Hadi bu soruların cevabı evet olsun.Peki kendinizi onların yerine koyabilmeyi düşünün..Acaba sonuç aynı olacak mı? Eşcinsel bir kimse kendi istediğinden dolayı bu durumda olmaz bu doğuştan gelen bir özelliktir.Psikoloji ile bence uzaktan yakından alakası yoktur.Kişi seçimini değiştiremez çünkü o kadar güçlü bir irade sahibi değildir.Prayers For Bobby filmi de tam bu olayların odak noktası konumunda.Gerçek bir olaydan esinlenerek hazırlanan film eşcinsellik kavramını ve zorluklarını en iyi şekilde açıklıyor.Ağlatan sahnleriyle ve bilgilendirici repliklerle film zenginleşiyor..Açıkcası filmi başarılı buldum.Daha iyi beklerdim ama bu bile yetti beni tatmin etmesi için aslında.Mary ve Bobby arasında gerçekleşen olaylar çok tüyler ürpertici.İnsan kaderini kendisi yazamaz.Neyse odur.Ama çoğu insanda bunu anlamaz ve bir takım gereksiz tedavi yöntemlerine başvurur.Bilmez ki kişiyi daha kötü bir duruma soktuğunu...Filmde anlatılan olayların gerçek olması da ayrı bir hava katmış filme.Eşcinsel olmasam bile duygulandım şahsen.Ama en azından kendimle gurur duyuyorum çünkü onları anlayabiliyorum.Kendimle gurur duyorum ki onların normal olduğunu biliyorum.Marry de bu durumu şu sözüyle açıklıyor: \'\' Tüm Bobby ve Jane\'lere bu sözleri değerli çocuklarıma söyler gibi söylüyorum.Lütfen hayattan umudunuzu kesmeyin ya da kendinizden.Benim için çok özelsiniz.Bu dünyayı sizin için daha iyi vee daha güvenli bir yer yapmak için çok sıkı çalışıyorum.Denmeye devam edeceğine söz verin.Bobby sevgiden vazgeçti.Umarım siz vazgeçmezsiniz.Her zaman yanınızdayım\'\' Filmin oyunculuk performanslarına gelecek olursak.Ryan Kelley ve Sigourney Weaver muhteşem performansları ile dikkat çekiyorler.Filmde birbirleri ile olan dialogları çok içten.Rollerinin hakkını veriyorlar.Filmin senaryosu tam zamanlıydı bence.Yani ne kısa ne de uzundu.Herşey iyi ayarlanmış ve izleyiciyi sıkmıyordu.Filme verilmeye çalışılan 1980 ler havası çok iyiydi.Grişi müziği de yine çok etkileyiciydi.Son olarak filmi herkese tavsiye ediyorum.Filmi izlemeniz onları anlamanız için bir ilk adım olacaktır.Unutmayın eşcinsellik bir tercih değildir... FİLME PUANIM [[(( A- ))]] BAŞARILI..!

sevgi, nefret, önyargı , bencillik... Tüm duyguları içinde barındıran hayata dair mükemmel bir film... Özellikle hayata hala at gözlükleriyle bakanların izlemesi gerekiyor bence!

Film için çok bir şey söyleyemeyeceğim. Burda dikkate alınması gereken önemli şey hikayenin ta kendisi. Muhteşem bir hikaye. Filme alma fikri de güzel. Gerçekten duygulandım. Lütfen eşcinselleri anlamak için izleyin.

Hani derler ya "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır." bu sözü bilselerdi belki de bob hayatta olurdu. İnsanları yargılamadan empati kurarak konuşmamızı sürdürürsek daha etkili olacağımızın kanıtı bu filmde. Filmde kilise bile tüm dostlarının yanında ölmüş bir çocuğun arkasından kötü konuşması ne kadar doğru? Filmi ben şahsen beğendim. Tavsiye ederim.

o eşcinsel o yüzden cehenneme gidecek ama sen onu aşağılayarak, hakaret ederek, döverek hatta öldürerek cennete gideceksin değil mi? İnsan önce kendini sorgulamalı acaba tek günah "eşcinsel"olmakmı? ondan çok daha büyük günahları hepimiz gayet rahatlıkla işlemiyormuyuz. İşte burada şu devreye giriyor "Allaha ortak koşmak ve kendini Allah sanmak" bu şekilde insanlar yargılanıyor ve asıl cehennemlik siz oluyorsunuz SİZ

Tek kelimeyle bayıldım.Film beni bayağı bir sarstı.Filmden sonra aptal gibiydim.Durup düşünüyorsun niye bu insanlardaki önyargılar.Sonra ben bu filmi başkalarına da izletmeliyim diyorsun.Ve izlettimde, film önerisi isteyenlere hala öneriyorum.Sonuç mu? Fikirleri gerçekten değişenler var.Bu da insanı mutlu ediyor:)

Harika bir film, yaşamın o tarafının nasıl bir şey olduğunu çok iyi anlatıyor. Sevmenin sadece cinsel organlarla ve dış görünüşle olmadığını çok iyi vurgulamış belki de. Ve evet bu filmi herkese tavsiye etmeye devam edeceğim çünkü alınması gereken çok şey var bu filmde işte böyle filmler yüzümüzü güldürüyor :)

Bir Zamanlar,  konu ve yorumları  okumadan izlediğim ilk eşcinsel temalı filmdi sanırım. Sadece sigourney weaver için izlemiştim.. Değinilen konunun hassasiyetini bilemem tabiki, ama filmdeki duygu yoğunluğu insanı etkiliyordu bir yandan.. Bu film, aslında insana özgü bir özellik olan \"ÖNYARGI\" nın ne kadar ileri gidebileceğini, mahalle baskısının insan psikolojisi üzerinde ne denli büyük yıpratıcı etkiye sahip olduğunu ve bir anne ile evladının arasındaki en güzel bağı nasıl acımasızca incittiğini gösterdi bana.. Dinin olduğundan nasıl başka bir tarafa çevrilmeye çalışıldığını gösterdi.. Fakat bobby karakterinin, dini, kendine yardım etmesi adına hiç göz önünde bulundurmadığını da farketmedim değil.. Görüş açınızı genişletmek adınıza izlemenizi önerebilirim. Yok ben böyle temalı filmlere bulaşmayım, bana göre değil derseniz, hayat ağacının diğer yapraklarının ne denli farklı ve güzel olduğunu göremeden, meşhur at gözlüğünüzü takıp, günün birinde sararıp düşeceğiniz o günü bekleyerek yaşayın derim...Bu söylediklerim filmin konusuna özel düşünülmesin, birbirini anlamayan, anlamaya çalışmayan iki insan, insan mıdır sizce? Filme gelirsek... Sigourney\'e tekrar hayran kaldım, film boyunca taşıdığı karakteri ve film sonunda söylediği sözleri beni çok etkiledi. Diğer oyuncular fena sayılmazdı.. Tüm demek istediğim; herkes, başkasının hayatına zarar vermediği koşulda, kendi hayatını özgürce yaşayabilmelidir...Rengi, ırkı, milliyeti, cinsiyeti, cinsel tercihi, dili, dini vd. ne olursa olsun... Dünyada genel görüşün bu olmasına rağmen, olanlarsa aksini iddia ediyor... Neyse amacım toplumsal mesaj vermek falan değil.. Güzel, aile bağlarına güzel değinen ve dini yorumlamanın nereye gidebileceğini gösteren, sade bir filmdi. İzleyip izlememek size kalmış... 7,014/10        

FİLMİ KESİNLİKLE İZLEYIN PİŞMAN OLMAZSINIZ.. göz yaşlarımla hç durmadan ağlayarak izledim..bazı insanların nekadar degerli ve insan oldukları anladm..bu kadar güzel anlatamaz dı çok duygulandm yaşadıklarımla kıyasladm ..sizde izleyn mutlakahayatta süzekli aksiyon gerekmiyor!!sizinde birgün başınıza hıç beklemeden gele blir ne olacı belli degil hepimizin izlemesi lazım iyiki bulup bu filmi izledim bana kattıklarıyla kalıcam ve hıç bir filimde bukadar ağlamamıştm sevgilerimle bütün BOBBY\'lere.. gercek yaşanmış bir olay izleyın mutlaka bazı şeylere bakış acınız degişsin...

Bir tarafta yarattığı gibi yaşayacağız diye ateşe atacak bir tanrı bir tarafta evlatlıktan redde gidecek aile baskısı..naapıcaz bir masa dan farksız olmamız bekleniyor...

Kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Bakış açınızı biraz olsun değiştirebilecek bir film diye düşünüyorum.

İzlenilmesi gereken bi film...Çoğunlukla eşcinsel temalı filmler klişe dir konu-kurgu bakımından.Bu şaşırttı beni...

Tanrının gazabı büyüktür bir o kadar affediciliğide   Bobby bu seçimi kendi mi yaptı, daha da önemlisi bu bir seçim mi ? eşcinsel insanlar kendi içerilerinde kimlik arayışında buhranlar yaşarken neden bizlerin kabullenmesi bu kadar zor.  Bagnaz ve tutucu inanışlara salt inanan beyinler bunlara inanacak zamanı neden ufak bir araştırma için kullanmıyorsunuz? neden insanları toplum dışına itip dünyalı olmadıklarını hissettiriyorsunuz? İnsanları kaderine terkedip öldürmeyin onları sevin,onları tıpkı bu durumu daha önce bilmediğiniz zaman ki kadar sevin, bu insanlar kötü birşey yapmıyor sadece doğalarını yaşıyorlar. Bu kişi sizin arkadaşınız kardeşiniz hatta oğlunuz bile olabilir. İnsanları olduğu gibi kabullenin kolay olanı seçip damgalayıp bir kenara atmayın.   Dinler insanlara birbirlerini sevmeyi ve hoşgörülü olmayı tenkit eder. İlim ve irfan sahibi olmaya araştırmaya sevk eder kutsal kitabımızın ilk süresi bize OKU mayı buyurmuyor mu? neden okumuyoruz neden bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz. İnsanları harcamayı bu kadar kolay beceriyoruz ve asıl günah olan bu değil midir? Asıl allahın yanına kul hakkıyla gitmek bu değil midir , Gerçekten yazacak o kadar şey var ki; arkadaslarımızı, kardeşlerimizi basit ve yanlış bir inanış uğruna bu kadar kolay kaybetmeyelim filmde de dediği gibi kahverengi gözlü olmayı ben seçmedim bana bahşedilen bu, eşcinsel olmayı da insanlar seçmiyor bu şekilde yaratılıyorlar.   ***Spoiler *** Filme gelirsek Bobby nin annesi çevre baskısı tabular ve salt inanış yüzünden oğlunu kabullenemedi bunun bir hastalık ve iyileştirilebileceğini düşündü bunun bir günah olduğunu ve günahkarlıktansa oğlunu reddetmeyi yeğledi bağnaz ve tutucu inanışı yüzünden onu toplum dışarısına itti gerçeği kabullenmenin oğlunu olduğu gibi sevmesi gerektiğini ve onunda bu sosyal çevrede yer alması gerektiğini maalesef ölümünden sonra anlayabildi. ***       *** Gerçek bir hikaye gerçek isimler olayların birebir beyaz perdeye aktarıldığı Prayers for Bobby filmi bizlere elimizdekilerin değerini kaybettikten sonra anlamamız gerektiğini aşılıyor. Kesinlikle ailecek izlenmesi gereken bir film. İzleyin ve İzlettirin   iyi seyirler

İzlerken ağladığım sayılı filmlerden. Çok kaliteli ve ders alınması gereken bir film. Filmi çevremizdekilere de izletmeliyiz.

Gey filmlerine hayli mesafeli olmama rağmen şimdiye dek beğendiğim iki film var: Biri bu, diğeri de “The Danish Girl” filmidir. Ama bu film şimdiye kadar izlediğim en duygu yüklü ve en orta yolda ilerleyen bir eş cinsel filmiydi. Hissettikleri ile yetiştirilme tarzı arasında kalmış bir gencin ikilemini acı yoldan anlatması ve biyografik bir film olması bunun başlıca sebebidir. Evet, daha rahat bir dünya da toplumun düzeni bozulabilir mi? Bozulabilir. Toplumun ahlak anlayışını bozulabilir mi? Bozulabilir. Ama bu filmde ne taraf olabildim ne de bertaraf edebildim. Çünkü şu benzetme benzersiz bir örnekti: “Çocuğunuzun doğuştan bir kolu yoksa ona ne yapabilir siniz ki?” Yani ona sağlam bir kol verebilir misiniz diyor. Telefonla gelen haberden sonrasındaki tepkiler acayip duygulandırdı. Film anlamında sevdiğimi inkar edemem. Filmi öneren zat-a teşekkürlerimizi iletelim. 10/7.4

Bir biyografi olması filmi realite adına bir üst noktaya taşımış...Sigourney Weaver oyunculuk adına yine zirveyi oynamış ...Kamera teknikleri ve çekim kalitesi olarak her ne kadar birinci sınıf denemeyecek olsa da düşük bütçesine rağmenn hiç sırıtmayan bir olay örgüsü var...Anlattığı konu itibariyle oluşturulan doogmaları kırmayı hedefliyor...Bunu anlatış şeklini de oldukça dramatik bi şekild eyapıyor film..Bu konuyu ve olaya işleyen daha iyi ve kaliteli filmler olsa da bu da güzel bir alternatif oluşturabilecek potansiyele sahip...6.5/10

Hayatta bazen geçeceğimiz sınavlar ve bedeller üzerine kurulu, ön yargılarımızdan sıyrılıp, çok şey için geç olmadan yaşamaya verilen değeri işleyen harika bir film.

Gerçek bir sinema sever konu ayrımını yapmadan ve önyargılarından arınmış bir şekilde film izler. Bazı film türlerini ayrı bir seversiniz orası ayrı. Mesela ben fantastik, bilim-kurgu ve aşırı korku filmlerine biraz mesafeli yaklaşırım. ama bu kesinlikle önyargı değil. sadece diğer türler gibi sarmıyor beni ondan. Ben, gerçek hayatta olabilitesi olan tüm filmleri ilgiyle izlerim. Bu nedenle eşcinsel bir film beni asla rahatsız etmez. Sonuçta yaşadığımız dünyada olan şeyler bunlar. Gerçeklerden ne kadar kaçarsan kaç onlar peşinizi bırakmaz. Şuana kadar çok fazla film izledim ve konu ayrımı yapmadığım için de içlerinde birçok eşcinsel konulu film de var. Ve ben bunları içinde bir sıralama yaparsam sanırım bu film Brokeback Dağı'nı bile geçer. Bence çok fazla öğretici. Sanırım fazla önplanda olmamasının nedeni de bu. Ama filmin biyografik bir film olması insanın içini acıtıyor. bence ne kadar homofobik olursanız olun yine de izleyin belki bir iç muhasebe yaparsınız.

Hayatımda izlediğim ve etkilendiğim en güzel eşcinsel temalı filmlerden biriydi.Filmin içeriği genel anlamda hüzün vericiydi,eşcinsel bir çocuğun ailesi arasındaki zorlu mücadele izleyiciye etkileyici bir şekilde anlatılmış.Oyunculuklar çok iyiydi Sigourney Weaver her zamanki gibi başarılıydı ,konuşmaları etkileyici ve hüzünlendiriciydi.Eğer homofobik bir aileye sahipseniz bu filmi onlara izletmenizi şiddetle tavsiye ederim böylece eşcinsellere karşı olan tavırları muhtemelen değişecektir ve onları yargılayıp aşağılamak yerine anlamaya çalışacaklardır.Boş bir zamanınızda izlemenizi öneririm. İYİ SEYİRLER.

Ya zekasını kendi insiyatifi dahilinde bağışlamış,makul argümanlar getirmekten aciz,sadece saldırıyla örtbas ı benimsemiş sivrilerin inançlarına göre mi hareket ediyorsunuz ciddi ciddi! Günah arkadaşlar,öte yandan el sıkışır,özür diler helalleşirsiniz ha birde şu var dinler için iğrençlik önemliymiş bu şekilde homofobik oldu takva ehli cemaati müslimin.Bant şeklinde olanları var bunun kasarsanız cinselliği de  bıraktırıyor;)

Son sahneleri oldukça duygulandırdı

Film resmen ağzım s..cti.Bunu küfür olarak algılamayın doğru kelime tamda bu çünkü.Çok etkileyici bir film.Boby'nin masum yüzü mu,gercek hayat hikayesi oluşu mu,yoksa o bu şu mu bilmiyorum ama gizli bir hazine gibiydi.Çok begendim ve duygulandım.

fiLmi izLeyen yok mu yaw.. konusu iLginç birşey...

İzlediğim en iyi filmlerden biriydi. İzlerken kendimi gördüm aslında. Zaman zaman ağladım. Ağlarken kendimi düşündüm biz neden bu haldeyiz neden böyle yaratıldık diye... Ama güzel bir filmdi.. Bu arada filmi Türkçe dublaj izlemiştim. Erkek erkeğe öpüşme sahnesine gelince dublaj yoktu. İngilizceydi. Çok şaşırdım. Eşcinselliğin normal bir şey olduğunu anlatan bir filmde , gay öpüşme sahnelerini kesmeleri , dublaj eklememeleri çok üzdü beni. Dublajı ekleyenler bile eşcinselliği kötü bir şey gibi görüp o sahnelere dublaj eklememişler pes yani. Bu filmde bari yapmayın. Sinir oldum. Normal öpüşme sahnelerinde sorun yok. Erkek erkeğe olunca sansür. Ne saçma.

Hiç bu kadar ağlamamıştım desem mübalağa etmiş olmamam herhalde. Bir eşcinsel olarak, gerçek bir hayat öyküsünden uyarlanan bu film beni derinden etkiledi. Kesinlikle herkes izlemeli ve eşcinsellere karşı geliştirilen anlamsız ve korkunç bakış açılarından herkes kurtulmalı. İnsan hayatta herşeyi seçmez, bazı şeyler yaratılıştandır. Bu film bu konuyu öyle güzel  ve öyle duygulara dokunacak bir şekilde işlemiş ki  asla unutulmayacaklar arasında yerini aldı benim için. Unutmayalım ki eşcinsellik bir tercih veya sapkınlık değildir, doğuştan gelen ve insana Tanrı tarafından verilen bir özelliktir. Bunu doğru bir şekilde yaşamak ise biz eşcinsellere kalıyor sanırım... 

güzel ve sağlam mutlaka izlenmeli olarak bir yere not ediyorum iyi seyirler ....

Gerçek öyküler hep daha fazla etkileyici olur zaten. Eşcinselleri anlama ve yargılamama açısından herkesin izlemesi gereken bi film. İradesi dışındaki bir durum yüzünden dışlanma ve toplumdan soyutlanmanın sonu iyi bitmiyor. Bu bizim suçumuz.

Herkesin, her ailenin izlemesi gereken bir film. Herkesin başına gelebilecek gerçek hayattan bir kesit. Son derece güzel bir senaryo ve mükemmel oyunculuklar.. Hele Sigourney Weaver.. Söylenecek laf yok. 10 numara bir yapım

"Cemaatlerinizde Bobby gibi çocuklar var. Siz bilmeseniz de her "amin" dediğinizde, sizi dinleyen ve yakında duaları susacak olan çocuklar Onların Tanrı’ya yakarışları yalnızca anlayış ve kabul görmek için, sevginizi hak etmek için; ama nefretiniz, korkunuz ve ’eşcinsellik’ kelimesine karşı bilgisizliğiniz bir gün bu duaların susmasına neden olacak. Bu yüzden evinizde ya da ibadethanelerde "amin" demeden önce düşünün. Düşünün ve hatırlayın; bir çocuk sizi dinliyor Mary’nin eşcinseller için söylediği sözü. Mary’i bu söylediklerinden ötürü affedebilirim.. Yaradılış ve Tanrı arasında gizlenmiş şüphesiz ki " kusursuz " günahlar var.

Maalesef Türkiyede hala daha eşcinsel içerikli filmler izlenirken utanılıyor, filmcilerden alınırken saklı gizli alınıyor... Arkadaşlar ne olursa olsun eşcinselliğinde doğuştan gelen bir psikolojik dürtü olduğunu ve tamamen doğal olduğunu kimse kabullenemiyor ülkemizde... Hala daha tv lerde küfür ettiğimiz seks objesi olarak görülmekte eşcinsellik... Bu film bence hakettiği yere ulaşamamış ama bir çok ailede yaşanan veya yaşanılması an meselesi olan dramı harika bir şekilde aktarıyor... Gerçek hayattan bir kesit olması da filme olan ilgiyi daha da artırıyor... Film başta müzikleri olmak üzere her yönüyle kulvarında bir başyapıttır...

filmi yeni izledim.. konu itibariyle güçlü ama sanki bana eksik bir şeyler varmış gibi geldi.. belkide farklı inancı olan bir kesimden bu hikayeyi izlemek bende eksiklik yarattı...müslüman bir ailenin tepkisi ne olurdu acaba diye düşündüm :)) gerçi insan her dinde, her yerde, her ırkta ve her dilde insan değil midir? :)) güneşi gördüm filmindeki bazı sahneler gözümün önüne geldi.. zavallı kardelen!!

Prayers for Bobby, homofobiye karşı güçlü bir mesaj içeren etkileyici bir film. İzledikten sonra duygusal bir etki bırakıyor ve homofobilere tedavi öneriyor.

bu film gerçek yaşanmış olduğu için izledim.ve bu tür filmler ülkemizde hor görülüyor ben kimsenin görüşüne laf söyleyemem ama bence saygı duyulmalı neden diye soracak olursanız eşcinsellik doğuştan gelen bi dürtü  bu duyguyu eşcnseller seçmiyo bu nedenle onları yadırgamıyorum. yadırgayanlarada niye yadırgıyorsun demem herkesin görüşü farklıdır. bunun nasılbi duygu olduğunu ben bilemem ancak eşcinseller bilir herkes tarafından kötümsenmek çok zor bi durum bence yadırgayanlar içlerinden düşüncelerini geçirsinler yansıtmasınlar çünkü bu onların seçimi değil. bu filmde anladım bunu bobby ne kadarda kendini düzeltmeye çalışsada düzeltemedi ve bunu kız arkadaşı olmasına rağmen yapamadı çünkü ona doğuşta bahşedilmiş bi duygu vardı ve bunu ne kadar yenmeye çalışsada yenemedi. bobbynin özellikle annesi tarafından çok baskı görmesi onu daha kötü hale getirdi. kimse bu duyguya engel olamaz destek çıkmıyosanda köste,k olmamak gerekir ki kişinin bulunduğu durumdan daha kötü bi hale gelmemesi için. fazla uzatmaya gerek yok bence izlenilmesi gereken bir film en azından eşcinsel olanların içinde bulundukları durumu anlayıp daha duyarlı olmaları için ben eşcinsel insanları hor görmüyorum görenede bişi diyemem tek diyebileceğim şu ki kendini onun bulunduğu durumda düşün ve ona göre konuş.

Gözlerim dolu dolu izlediğim dram filmi. Zaten homofobik biri değilim, kaldı ki ezilenlerden, dışlananlardan olduklarını için destekliyorum da. Fakat eşcinselliği normalleştirme çabası ile yapılan filmler bana hep saçma geliyor. Çünkü zaten normal olması gereken bir şeyi normal değilmiş gibi sunuyorlar ve onu normalleştirmeye çalışıyorlar. İşte bu film hem gerçekliği hem de gereksiz mesaj kaygısı taşımaması yönünden çok güçlü olmuş. Bobby adında nahif bir insanın kendini fark etmesini, çatışmasını, kaygılarını, yalnızlığını ve vazgeçişini izliyoruz. Ve sonra annenin aydınlanışı. "Dünya hassas kalpler için cehennem gibidir" diyor büyük yazar. Belki farklılıklarımız aynı değil ama anlıyorum da Bobby'i. Keşke aynı dönemde yaşasaydık da arkadaş olsaydık dostum. Ben de zamanın insanı olamıyor gibiyim :) Son olarak şunu da yazayım: Dünyada sadece iki tür insan var ve o da ne günahkar, ne eşcinsel, ne dindar ne de dinsizdir. İyi ya da kötüdür.

Konusu cok guzel ve basrol cok saglam... Ailecek izlenmesi gerek bence... İzlemek isteyenler bana ulaşabilirler... Saygılar

hayatımda izlediğim en güzel film. bir gey olarak bu filmi izlediğimde her şeyin aynısını kendimde de hissettim, benzer şeyleri yaşayan arkadaşlarım var ne kadar benim ailem gayliğimi bildiği ve bunu bir sorun yapmasa da. en basitinden nerdeyse 1 yıldır beraber olduğum sevgilimin ailesi bilse kendisini evlatlıktan reddeder. film proje ödevim bu yüzden kendisini 3 sayfa analiz edeceğim zaten o yüzden buraya daha fazla yazmak istemiyorum ama gerçekten bu filmi izleyip de en ufak bir duygu hissetmeyen birisi var mı? olabilir mi? biz eşcinseliz tek farkımız sizden, böyle doğduk. iyilerimiz de var, kötülerimiz de. katilimiz de var, sapığımız da. iyilik elçimiz de var, yardımseverlerimiz de. sizin gibi. neden bize böyle bir ön yargıyla yaklaşma içerisindesiniz? bu film bile size bi şey katmadı mı? tamam hoşlanmayabilirsin ama örnek veriyorum erikten hoşlanmıyorsun diye onu yasaklayacak mısın? ne haddine? peki ya eriğin tadına bakmadan kesin hüküm vermen? neden mesela beni tanımadan eşcinsellerden nefret ediyorsun ki? belki ben en yakın arkadaşın, kardeşin olucam senin? neyse daha fazla uzatmıcam bu film gerçekten hayatımda izlediğim en iyi film çünkü her şey gerçek, her bir replik, her bir sahne. 10 puan bile bu film için az gerçekten. hayatımda hiç bu kadar ağlamamıştım sanırım. film bitti hala ağlamaya devam. bu filmdeki her şeyi yaşayan insanlardan bir sürü var maalesef ki. lütfen, bize bunu yaşatmayın. LÜTFEN.

Bu evrende var olduğumuz günden bu yana dinlerin tecavüzüne uğruyoruz.Haçlı savaşları,islamdaki cihat anlayışı,şu an devam eden din kökenli şiddet hepsi hepsi bizim kutsal dediklerimiz yüzünden oluyor..Homofobi de bunun bir uzantısı tabii..çünkü kökeninin dine dayandığını gayet açık ki film de muhafazakar psikopat annenin bir geyin eli değdi diye tabağı çöpe atıp elini sabunlaması en güzel örneği..Film müzikleri,çarpıcı sahneleri insanı ister istemez ağlatıyor...Film İncil üzerine olduğundan bizim için kıstas değil elbette ama bu konu da kur\'an\'ın da İncil kadar acımasız olduğunu biliyorum...bu konu da yazarken bile kötü hissediyorum.. keşke tv de de yayınlansa herkes izlese görse, anlasa...

Şuana dek izlediğim en anlamlı filmlerden biriydi, ağlamamak elde değil.

Amerikan sineması giderek daha fazla ailevi sornlu filmlerde hayat bulmaya başladı.Gerçekten izlenmesi gereken güzel bir film olmuş.Türü açısından uzun zamandır bu kadar iyisini izlememiştim. Sigourney Weaver rolünün hakkını vermiş.Hani vardır ya film bitti dersiniz 1-2 kere ama ir bakarsınız hayır bitmemiş henüz öyle bir film:)   Sevgilerimie, SRKCLK  

Bu film gerçekten hayatta göremediğimizi söyler gibi.... Bazen sevdiklerimizi koruyalım derken ölüme sürüklediğimizin farkında bile değiliz.

ağlattı beni.Eşcinsellere olan tutumumu tamamen değişti,galiba çok fazla önyargılı yaklaşıyoruz,övündüğümüz heteroseksualliğimiz mi, ya da bizi onlardan daha üstün gösteren? farklı olanı ille de küçümsemek ve nefret etmek mi gerek? çok tuhaf fikirler beynimde beliri verdi.O kadar çok şeyi birden anlattı ki,film ...güzeldi.

dünyada en değerli şeyin insan hayatı olduğu, daha önemli hiçbir konunun olamayacağı gerçeğini tekrar yüzümüze vuran, insanların dini, dili, ırkı, cinsel tercihi, fikirleri gereği ayrımcılığa maruz bırakılmaması gerektiğini hatırlatan, güzel bir film. Demokrasi karşındakinin senin gibi olmasını istemediğin an başlar, istediğin an biter. Demokratik olamaya çalışan biri olarak bu filmi de sevdim, büyük adam küçük aşk filmini de. yaşayışıyla, fikirleriyle, siyasetiyle tümüyle kendine zıt insanlara saygı duyulan bir ülkede yaşamak ümidiyle derken bırakın eşcinselliği en basit gündelik konularda dahi birbiriyle çatışan insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Olağanüstü bir film sadece bunu söylüyorum. Muhteşem oyunculuklar , harika seneryo , mükemmel bir konu. Ön yargıları yıkan bir dram. Ne olursa olsun kendinizden utanmayın eğer eşcinselseniz aksine kendinizle gurur duyun. Çünkü siz böyle doğdunuz! ''Amin demeden önce düşünün bir çocuk sizi izliyor''

Şu aralar Digiturk'te MMX Family'de yayınlanıyor.