Tiksinti

''ROMAN POLANSKİ''.İzledikten sonra her şeyine hayran olduğum yönetmen.Film o kadar farklı anlamlar taşıyan izlerken tüm duyularınızı açık tutmanızı zorunlu kılan bir konuya ve bakış açısına sahip.İnsan pikolojisine çok farklı yaklaşmakla birlikte izleyicinin psikolojisinin de boyut değiştirmesine ve duruma farklı bakmasına sebep oluyor.Aslında ''tiksinti'' ''erkekler'' olmasına rağmen daha çok buna zemin hazırlayan etkenler üzerinde duruluyor.Filmde erkekler ya da yerine geçebilecek farklı bir varlığa duyulan antipati değil hastalıklı bir korku ve tiksinme.Kadının önce topluma olan yabancılaşması daha sonra kendi içine dönüyor ve kendine çevresindeki sesleri kokuları ya da duyguları geçirmeyecek kadar etkili bir duvar örüyor.Bunun ardından başlayan paranoyak düşünceler ve psikolojik rahatsızlıklar başta kendine sonra etrafındakilere zarar vermesine sebep oluyor ve aslında çevresine verdiği zarardan da en çok kendisi etkileniyor. Ki söylediklerim olanlara benim yorumum ancak çok çeşitli yorumlara açık bir film.Benim için tartışılmaz olan filmin kusursuzluğu ve sarsıcılığı.Hiç bitmesin istedim çünkü algılarımı açıp her saniyesini yaşayarak izledim.Bir süre sonra Catherine Deneuve da kendimi görmeye başladım ki bu da filmin izleyici psikolojisine seslenişini kanıtlıyor.Herkese göre değil ancak tarzı olana göre bir benzeri zor bulunacak bir film

roman polanski\'nin apartman üçlemesinin en iyi ikinci filmidir (bana göre en iyisi \'\'le locataire\'\')filmdeki gerilim,kan damlasını göstermeden işlenen cinayetler ve catherine deneuve\'nin müthiş oyunculuğu filme gereken herşeyi vermiştir.özellikle deneuve\'nin oyunculuğuna dikkat çekmek isterim.adeta oyuncluk dersi vermiştir, bir filme bir oyuncu ne katabilir sorusunun cevabını vermiştir deneuve....

kesinlikle o dönemde yapılan çok iyi bir yapım