Silence

Yaşayan en büyük ustalardan olan Scorsese nin de sıradan, vasat filmlerini izledik. Ama saçmalayıp ap*alca ve suistimale açık çektiği ikinci film Sessizlik. İlki kuşkusuz 1988 tarihli Günaha Son Çağrı. (yarım bıraktığım bir kaç filmden biri) Sessizlik bana gerçekliği kaybetmiş orta çağdan kalan fikirlere takılı kalmış bir yobazın elinden çıkma hissi uyandırdı. Züğürt ağada ki meşhur seçimi aklıma getirdi film bir çok karede. Büyük bir şirket köyü ele geçirebilmek için seçimde oy vermeleri karşılığın da köylülere cennetten toprak satıyordu ve Ağaya sadece 1 oy çıkıyordu seçimde. Ağa da babasına sende mi baba dediğinde öteki tarafı da düşünmek gerekiyor oğlum diyordu. Yani ezelden beri hiç bir kanıtı olmayan hatta yaşama, bilime ve tarihe ters şekilde öteki yaşamı, cenneti satıyorlar ve karşılığında insanları sömürüyorlar burada da olan bundan başka bir şey değil. Filmin anlatımı acayip sıkıcı, iyi bir kadrosu olmasına rağmen performanslar çok zayıf, yukarıda da dediğim gibi içeriği sömürüden başka bir şey değil. Son olarak ünlü bir Afrika sözüyle bitireyim ''Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda, bizim elimizde İncil onların elinde topraklarımız vardı.''

Japonya'da Hristiyanlığın yeri olmadığını anlatmak daha kısa sürebilirdi.

Tarihte gerçek hiristiyanlar asla ezilmedi sadece hristiyan ülkelerin sömürüp sonradan hiristiyan yaptıkları ülkeler ezildi bunun da nedeni o ülkelerin sahip oldugu değerli madenler oldu! Hristiyanların kendilerini ezilmiş göstermeleri ikiyüzlülükten başka bir şey değil ezilen hep müslümanlar oldu bugün de görüyorsunuz ama bizde kimse bunun filmini çekmiyor neden acaba?