Düşes

Herkesin birbiriyle yattığı ve bu olaylar sonrasında bir sürü cocuk meydana getirdikleri bir film. Kraliyet makamının bu olaylara bu kadar uzak kalması ve müdahale edememesi falan filan. Aşk hikaye falan herşey berbat izlenmesede olur...

Filmdeki Dük ve Düşesin torunlarının torunlarının torunları olan bugünkü Devonshire Dükü ve Düşesi hala filmin büyük bir kısmının çekildiği İngiltere\'de Nottingham yakınlarındaki Chatsworth şatosunda yaşıyorlar. Chatsworth şatosu yıllardan beri halkın ziyaretine açık ve oralara yolunuz düşerse tüm o salonlar, mobilyalar ve sanat eserleri arasında gezinip , düşesin koşuşturduğu muhteşem bahçelerde salına salına gezinebilirsiniz. Ben İngiltere\'de yüksek lisansımı yaparken şatoyu 4-5 kez gezme fırsatı bulup her seferinde çok etkilenmiştim. Filmdeki Düşesin oğlu, babasının ölümünden sonra Devonshire Dükü olarak tüm ünvanlara, saraylara ve şatolara sahip oluyor, ölene kadar hiç evlenmiyor. En önemli özelliklerinden biri sanat ve İstanbul hayranı olması. Politikaya hiç bulaşmıyor ve İngiltere Kralı\'nın isteğine rağmen hiçbir devlet görevi almıyor. Sık sık İstanbul\'a geliyor, en reformcu Padişah II. Mahmut\'la yakın bir dostluk kuruyor. II. Mahmut, düke, boğazda kullanması için 6 kürekçinin çektiği oymalı kakmalı çok güzel bir kayık hediye ediyor. Dük sık sık bu kayıkla boğazda geziyor, pek çok ileri gelen Türk\'le yakın dost oluyor. İngiltere\'ye dönerken bu koca kayığı da yanında götürüyor. Orada uşakları, kayığı Chatsworth şatosunun önündeki nehre indirmeyi öneriyorlar. Dük şu cevabı veriyor: \"Bu kayık hiç bir zaman boğazın görkemine ve üstünlüğüne erişemeyecek sularda yüzmeyecektir\" (\"never shall it have the indignity of floating on inferior waters\")Ve kayık bir daha hiç su yüzü görmüyor, şatonun salonlarından birine yerleştiriliyor. Bu kayık hala orada ve bu hikaye kayığın yanındaki bilgilendirme tabelasında aynen bu şekilde yazıyor. Bu sitedeki ilk yazımı böyle bir anekdota ayırarak, düşesle aramızda bir bağ kurmaya çalıştım. Umarım sıkmamışımdır. Filmde düşesin hikayesi çok duygulu bir şekilde anlatılmış, müzikler, kostümler ve manzaralar harika, Keira Knightley her zamanki gibi muhteşem. İyi seyirler.

inanılmaz sıkıcı bir filmdi.konu da iç bayıcıydı.