Habemus Papam

Srüpriz şekilde Papa seçilen kardinal (Michael Picolli),bu makamı başaramayacağı korkusuna kapılarak, Vatikan'dan değimi yerindeyse firar eder. Roma sokaklarında, bir nevi kendi iç dünyasına yolculuk yaparak, seçildiği makamı hazmedebilme arayışı içine girer.. Papalık makamına eleştirel yaklaşım sunan film,komediden çok mizahi yönü ile öne çıkıyor. Yıllar sonra Michael Piccoli seyretmek zevkli, ancak film ağır bir tempoda seyrediyor. Abartısız mizah anlayışı ,içerdiği konu ve mesajları açısından yinede seyredilmeyi hak ediyor.

Filmin konusu yeni seçilen Papa’nın kendine duyduğu güvensizlik sonucu, bir piskoanalist onun sorununa çözüm aramaya çalışır. Lakin bu pek de kolay olmayacaktır; çünkü Papa, kendini hazır hissetmiyordur. Onun da derinde sakladığı bir sır vardır.             Film, Altın Portakal’da “Ustaların Gözünden” bölümünde gösteriliyor. Aynı zamanda Cannes Film Festivali’nde de büyük ödül için yarışan filmin yönetmeni Nanni Moretti. Kendisini filmde de Profesör rolünde görüyoruz. Rolüne başarıyla uyum sağlamış diye düşünüyorum.             Filme geri dönersek yapılabilecek yorumlardan biri şüphesiz ki çoğu kişinin anlatmaya değinemeyeceği bir konuyu başarılı bir dille anlatılmış olmasıydı. Sürükleyici olup, yer yer esprilerle de süslenen filmin başarısında oyuncuların da katkısı büyük. Papa rolündeki Michel Piccoli başlı başına yetiyor diyebiliriz. Onun yanında daha önce de bahsettiğim gibi Nanni Moretti yönetmenliğin yanında oyunculuğun da üstesinden gelebileceğini kanıtlamış.             Filmin sevdiğim yanlarından biri de abartıya yer vermemesiydi.  Sizi adeta olayları yaşıyormuşsunuz gibi hissettirebilen sıcacık bir havası var. Film kucak açıyor adeta. Müzikleri de olağanüstüydü, filmin dikkat çekilmesi gereken unsurlarından biri.             Yazımı bitirmeden önce bir şey daha eklemek istiyorum. Film, biraz bende The King’s Speech’in yarattığı havayı yarattı. Konular benzer, yalnız işlenişler ve yapımlar farklı. Umarım “Habemus Papam” da The King’s Speech gibi izlenilir, aksi takdirde filme gerekli önem verilemez.

Eleştiriye açık bir yapım olmuş..Anlatılan konunun durulugu ve sadeliği tartışılmıycak derecede iyi olsa da yine aynı şekilde anlatılış tarzı ve hızı son derece kötü ve yavaştı...İzlerken yer yer sıkılabiliyorsunuz fakat nedendir sonunu da getirmek istedğiniz yapımlardan birisi ...Daha çok hristiyanlığı ilgilendiren bir yapım oldugundan bizde değil de diğer avrupa ülkelerinde daha çok ses getirecee benziyor...6/10